Welcome to Our Website

“Polip Aşamasında Yakalanırsa Kolon Kanseri Gelişiminin Önüne Geçmek Mümkün”

Hem erkeklerde hem kadınlarda en sık görülen kanserlerden biri olmasına karşın kolon kanseri yaşam kaybına neden olmaya devam ediyor.

Üstelik istatistiklere göre artık çok daha erken yaşlarda görülüyor. Bu denli önemli olan bu sorunun önüne düzenli yapılacak taramalarla geçilebilmesinin aslında bir anlamda şans olduğunu söyleyen İç Hastalıkları, Gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, risk olsun ya da olmasın toplumdaki herkesin 45 yaşından sonra kolonoskopi yaptırması gerektiğinin altını çizdi. Özellikle ailesinde kanser ve özellikle kolon kanseri öyküsü olanlara dikkat çeken Prof. Dr. Ergün, “Bu kişiler anne ya da babalarına kanser tanısı konduğu yaştan 10 yıl öncesinden taramalara başlamalı” dedi. 

Kalın bağırsak kanseri olarak da bilinen kolon kanseri toplumda sık görülen kanser türlerinden biri. Her iki cinsiyette de dünya genelinde görülme sıklığı üçüncü sırada olan bu tür aynı zamanda kanser ölümlerinin de en sık üçüncü sebebi. Toplum açısından bu denli önemli olan kolon kanserinden düzenli kontrol ve taramalar ile korunmanın mümkün olduğunu hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları, Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, buna rağmen hastalığın görülme sıklığında azalma olmadığını hatta hastalığın daha genç yaşlarda görülmeye başladığını ifade etti.  

Kolonoskopinin bu noktada altın standart olarak tanıda kullanılmaya devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Ergün,  40’lı yaşlardan itibaren taramalara başlanması gerektiğinin altını çizdi. Hiç şikayeti olmayan kişilerin bile 45 yaşından itibaren kolonoskopi taraması yaptırmalarını öneren Prof. Dr. Ergün, bağırsak sağlığı için yapılması gerekenleri anlattı. 

 “DÜNYADA SIKLIĞI ÇOK FAZLA VE GİDEREK GENÇ NÜFUSTA GÖRÜYORUZ”

Kolon konserinin yaşamı tehdit eden bir kanser türü olmakla birlikte erken tanı konduğunda tedaviden yüz güldürücü sonuçlara ulaşılabildiğini anlatan Prof. Dr. Ergün, “Elbette asıl önemli konu hastalık ortaya çıkmadan önlemektir. Hastalarımız kolon kanseri olmadan, polip (et beni) aşamasındayken polipleri tamamen çıkararak kansere ilerlemesini engelliyoruz. Kanser oluşmuşsa da erken aşamada yakalamak bizim için çok önemli. Erken yakalandığında kolonoskopi ile lezyonu tam olarak çıkarmak mümkün olabilmekte. Kolon kanserinin dünyada sıklığı çok fazla ve giderek genç nüfusta görüyoruz. 40’lı yaşlardan itibaren bu hastalığı görebildiğimiz için artık taramalara erken başlamamız gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

ANNE YA DA BABASINDA KOLON KANSERİ OLANLAR TARAMAYA NE ZAMAN BAŞLAMALI?

Genetik faktörlere dikkat çeken Prof. Dr. Ergün, bu riske sahip kişilerin taramalara daha erken başlaması gerektiğini anlatarak sözlerine şöyle devam etti; “Özellikle annesinde, babasında ya da teyzesi, halası, amcası gibi ikinci derece akrabalarında kolon kanseri öyküsü olanların taramalarına daha erken yaşta başlamalıyız. Çünkü genetik faktörler kolon kanserinin gelişmesinde önemli bir risk faktörünü oluşturmaktadır. Ailede bir kolon kanseri varsa örneğin baba 45 yaşında kolon kanseri olmuşsa, hastalığın ortaya çıktığı yaştan 10 yıl çıkartarak kişinin 35 yaşında taramaya başlamasını öneriyoruz. Çünkü kanser, polip zemininde gelişir ve bir polibin kansere dönüşüm süreci 5-10 yıldır. Polip aşamasında yakalanıp kolonoskop ile bu polipler temizlenirse kolon kanseri ihtimali de sıfırlanmaktadır. Eğer hiçbir risk faktörünüz yoksa, genetik yatkınlığınız yoksa, ailede kanser öyküsü yoksa bile kolonoskopik taramalara 45 yaşta başlanmalıdır. Tarama için ideal metot, altın standart kolonoskopidir.”

“KOLONOSKOPİ YAPILMADAN BAĞIRSAKLARA TEMİZ DEMEK MÜMKÜN DEĞİL”

Kolon kanseri taraması için kolonoskopinin hala altın standart olarak önemini koruduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ergün,  bu konuda önemli bir noktaya işaret etti: “Kolon kanseri taraması için kullandığımız ‘gaitada (dışkıda)  gizli kan’ gibi bazı testlerimiz olsa da kesin sonucu ancak kolonoskopi veriyor. Örneğin gaitada gizli kan testi sonucu pozitif gelirse zaten kolonoskopi yapmak şarttır. Gaitada gizli kan testi negatif ise (Ki bu 3 dışkı örneğinde de negatif olmalıdır), yine de bizim güvenli bir alanda olduğumuzun garantisi değildir. Çok hassas bir test değildir, poliplerde doğruluğu çok düşüktür.”

 “İnsanlar zaman zaman düzenli sağlık kontrollerini yaptırıp bir sorun görmediklerinde, “kan testlerim temiz, barsak alışkanlığım gayet düzenli neden kolonoskopi olayım ki?” düşünebilirler. Oysa ki bağırsaklarda bulunan polipler zaten belirti vermez” diyen Prof. Dr. Meltem Ergün,  sözlerine şöyle devam etti: “Kalın bağırsakların sağlıklı olduğunu söylemenin tek yolu kolonoskopidir. Eğer kolonoskopiniz tertemiz hiçbir polip, lezyon yoksa 10 yıl garanti altındasınız, tekrar kolonoskopi yapılmasına gerek yoktur. Ancak kolonoskopi işleminin iyi standartlarda yapılmış olması, barsak temizliğinin yeterli olması ve gastroenterolog tarafından yapılması idealdir.”

“TÜMÖRLER GİDEREK GENÇ YAŞLARA DOĞRU GELİYOR”

Kolonoskopide 45 yaşın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Ergün, “Neden 45 yaş? Eskiden 50 yaş denirdi. Toplum genelindeki araştırmalara bakacak olursak kolon kanserinin yaklaşık yüzde 20’si 40-50 yaşa gelmiş durumda. Yani hastaları artık genç yaşta yakalıyoruz. Biz de genç yaşta kolon kanseri tanısı koyduğumuzda çok üzülüyoruz, erken safhada yakalarsak üzüntümüz bir nebze azalıyor. Ancak geç evrede saptadığımız hastalar için ise keşke daha önceden hastaneye başvursaydı, taramalarını yaptırsaydı diye hayıflanıyoruz. Çünkü erken evre tümörlerde tedavi ile normale yakın bir yaşam süresi mümkün iken, geç evre tümörlerde yaşam şansının oldukça azaldığını maalesef biliyoruz. “ diye konuştu. 

DÜZENLİ OLARAK EGZERSİZ YAPANLARDA KOLON KANSERİ İHTİMALİ AZALIYOR

Kalın bağırsak kanserini daha çok kimlerde görüldüğü ve korunmak için yapılması gerekenler ile ilgili olarak da bilgi veren Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, “Ailesinde tümör olanlarda, iltihabi bağırsak hastalığı dediğimiz kolit hastalığı olanlarda, Crohn hastalığı olup da düzgün tedavi almayan insanlarda giderek ihtimalin arttığını görüyoruz. Yoğun alkol, sigara tüketimi, yoğun et tüketimi ve işlenmiş et tüketimi olan insanlarda kolon kanseri riski artıyor. Dolayısıyla kolon kanseri olmamak için neler yapabiliriz diye baktığımızda öncelikle bu alışkanlıklardan uzak durmakla başlamak gerekli. Bunun yanında düzenli olarak egzersiz yapan kişilerde kolon kanseri riskinin azaldığını görüyoruz. Akdeniz tipi beslenenlerde yani bol sebze, meyve tüketenlerde kolon kanseri ihtimali azalıyor. Bunlara dikkat edersek uzun ve sağlıklı yaşayabiliriz.” diye konuştu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir