Sudan’ın Ankara Büyükelçisi Nadir Yousif Eltayeb, ülkesindeki iç savaşta halkın ordunun arkasında olduğunu belirterek, “Bu gruba (Hızlı Destek Kuvvetleri) Sudan’ın hiçbir bölgesinden siyasi bir bağlılık yok. Merkezlerinin bulunduğu Darfur’da bile halktan, kabilelerden destekleri yok. Kabile liderleri dahil bazı insanlar onlara karşı bile çıkıyor.” dedi.
Eltayeb, Sudan’daki son duruma ve gelişmelere ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Sudan ordusunun başkent Hartum’da ilerleme kaydettiğini ve paramiliter HDK’nin başkentten çekilmeye başladığını belirten Eltayeb, bu süreçte HDK’nın kuvvetlerinin neredeyse yüzde 80’ini kaybettiğini ifade etti.
Eltayeb, savaşın 13 Nisan’da HDK’nin Marawi hava üssüne saldırma girişimiyle başladığını kaydederek, “Savaşın ilk gerçek başlangıcı, ordunun durumu kontrol etmeyi başarmasıyla oldu.” dedi.
İlk iki haftada ordunun HDK güçlerini, komuta merkezlerini ve üslerini ortadan kaldırmayı başardığını aktaran Eltayeb, HDK’nin artık ordunun saldırılarından kaçınmak için insanları kalkan olarak kullandığını söyledi.
Eltayeb, HDK mensuplarının başkalarının evlerine gidip saklanmaya çalıştıklarına işaret ederek, savaşın uzamasının bir sebebinin de ordunun sivillere zarar vermemek için çok dikkat etmesi olduğunu dile getirdi.
Ordunun vatandaşların olduğu bölgelere saldırması durumunda sivil zayiatın daha çok olacağını belirten Eltayeb, “Bu nedenle ordu çok dikkatli. Yavaş ama emin bir şekilde Hartum’un tamamının bu isyancılardan kurtarılması için ilerliyor.” ifadesini kullandı.
“İlk şartımız vatandaşların evlerinden çekilmeleri”
Müzakere girişimleri kapsamında Cidde Forumu’nun neredeyse 3 ay önce insani nedenlerle başladığını anlatan Eltayeb, ateşkes için Cidde’de doğrudan görüşmeler yapıldığını ancak HDK’nin ateşkesi ihlal edip şartlara uymadığını söyledi.
Eltayeb, HDK’nın sivillerin evlerinden çekilmeyi kabul ettiğini ama buna uymadıklarını aktararak, “Bu nedenle hükümetin şartı, evlerden, özellikle elektrik ve su kaynakları gibi tesislerden çekilmeleri. Bunun ardından adil bir formülden bahsedebiliriz çünkü şu an Hartum’da neredeyse on binlerce ev HDK’nin işgali altında. Bu evlerin sahipleri şimdi mülteci, Hartum ve Sudan dışına gitmek zorunda kaldılar. İnsanların, masum sivillerin ve vatandaşların mümkün olan en kısa sürede güvenli bir şekilde evlerine dönmesini sağlamak hükümetin sorumluluğunda. Ancak HDK buna uymazsa ateşkes olmayacak.” diye konuştu.
Mısır’ın yürüttüğü bir arabuluculuk girişimi olduğundan da bahseden Eltayeb, biri zirve ve biri dışişleri bakanları düzeyinde olmak üzere 2 görüşme yapıldığını ve 3 temele dayalı bir barışçıl çözüm formülü geliştirildiğini anlattı.
Eltayeb, bunların ilkinin kalıcı ateşkes, ikincisinin kapsamlı siyasi danışma ve müzakere, sonuncusunun da insani koridor olduğunu söyledi.
Diğer girişimi de Doğu Afrika Bloku Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesinin (IGAD) sağladığını anlatan Eltayeb, komiteye daha önce Güney Sudan tarafından başkanlık edildiği ancak tarafsız olmadığı gerekçesiyle başkanlığın Kenya’ya devredildiğini ifade etti.
“Müzakerelerin başarısız olmasının bir sebebi HDK’nin isteksizliği”
Eltayeb, müzakerelerin başarısız olmasının nedenlerinden birinin HDK’nin isteksizliği olduğuna işaret ederek, Cidde’de HDK’nın başından itibaren tüm şartlara uyacağını söylese de ateşkesi ihlal ettiğini anlattı.
Arabulucuların süreci gözlemlemeleri gerektiğini ve ateşkesin HDK tarafından ihlal edildiğinin kanıtlandığını aktaran Eltayeb, “Bu nedenle (müzakere süreçleri) kolayca ilerleyemiyor. Sivillerin evlerinin boşaltılması konusunda da, sivillerle savaşırken demokrasi ve sivil hükümet için mücadele ettiğini iddia edemezsin. Bu savaş, orduya karşı değil, Sudan’a, Sudan vatandaşlarına ve Sudan’ın kimliğine karşı.” ifadelerini kullandı.
Eltayeb, HDK’nin evleri işgal etmesi gibi bir olayın daha önce Sudan tarihinde gerçekleşmediğini kaydederek, insanların evlerine dönmesine de izin verilmediğini ve dönerlerse öldürüldüklerini dile getirdi.
HDK’nin arabulucuların sunduğu şartlara uymadığını belirten Eltayeb, gelecek ay New York’ta üçüncü bir görüşme yapılacağını ve Sudan’da kalıcı bir barış için bir teklifle gelinebileceğini söyledi.
Sudan halkı insani yardıma ihtiyaç duyuyor
Sudan’da insanların gerçekten gıda ve ilaç yönünden sıkıntı çektiğini anlatan Eltayeb, “Türkiye’ye şu ana kadarki yardımları için müteşekkiriz. Geçen hafta özellikle böbrek ve kanser hastaları için 65 ton ilaç teslim aldık. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Hayrat Vakfına bu girişim için çok teşekkür ederiz. İnsani Yardım Vakfı (İHH) da çok iyi bir iş çıkarıyor. Deniz yoluyla 15 konteynerden fazla yardım gönderdi ve ilerleyen günlerde 300’den fazla konteyner daha göndermeyi planlıyor.” diye konuştu.
Eltayeb, bu insani durumun aciliyetini vurgulayarak, Katar ve diğer dost ülkelerden destek görmeye devam ettiklerini söyledi.
Uluslararası toplumun oynaması gereken bir rol olduğunu ve savaş devam ettikçe talebin daha da çok artacağını aktaran Eltayeb, Hartum’daki insanların gıda, elektrik, temiz su ve ilaç gibi ihtiyaçlara erişiminin olmadığına ve Birleşmiş Milletler’in (BM) çeşitli kurumları ile insani bir sistem oluşturulması gerektiğine işaret etti.
“Sudan halkı ordunun arkasında”
Bu yaşanan trajedinin olumlu bir yönü varsa bunun Sudan halkının dayanışma ve güçlü destekle ordunun arkasında birleşmesi olduğunu vurgulayan Eltayeb, insanların bunun Sudan halkı için bir haysiyet ve var olma mücadelesi olduğunu hissettiklerini söyledi.
Eltayeb, insanların kabilesi, etnik kökeni ve siyasi görüşü fark etmeksizin orduyu desteklediğinin altını çizerek şu değerlendirmede bulundu:
“Savaş, ordunun, tüm Sudan’ın ve halkının güvenliğini sağlama noktasında tek kontrol merci olduğunu kanıtlamak için. Bu isyancı hareket, hiçbir bölgeyi veya siyasi boyutu temsil etmiyor, sadece bu ülkeyi güçle yönetebileceğine inanan küçük bir klan. Bu gruba Sudan’ın hiçbir bölgesinden siyasi bir bağlılık yok. Merkezlerinin bulunduğu Darfur’da bile halktan, kabilelerden destekleri yok. Kabile liderleri dahil bazı insanlar onlara karşı bile çıkıyor. Şu da unutulmaması gerekir ki, onlar Sudan’ın batısında Masalit kabilesinin bulunduğu yerde soykırım girişiminde bulundu. 1000 kişiyi bile öldürmeye çalıştılar ve diğerleri hayatlarını kurtarmak için kaçtı. Bu isyan hareketinin gelecekte herhangi bir siyasi rolü olma şansı veya fırsatı olacağını düşünmüyorum. Bu nedenle Sudan’ın bu süreçten daha güçlü ve birlik içinde çıkacağına inanıyorum.”
Sudan’daki durum gıda güvenliğini de etkiliyor
Eltayeb, Sudan’daki durumun bölgesel etkileri de olabileceğine işaret ederek, ülkesinin normalde gıda açısından diğer ülkeleri destekleyip yardım ettiğini, savaşın başlangıcından bu yana gıda üretimi ve ihracatının etkilenmesi nedeniyle komşu ülkelerin sıkıntı yaşadığını ve gıda fiyatlarının çok yükseldiğini söyledi.
Komşu ülkelerin gıda güvenliği ve genel güvenlik açısından etkilendiğine işaret eden Eltayeb kabilelerin de siyasi sınırların ötesine yayılıp genişlediğini ve Çad’ın güvenliği sağlamak amacıyla sınırı kapattığını anlattı.
Eltayeb, dün Sudan Dışişleri Bakanlığı tarafından uluslararası toplumun HDK’yi terör örgütü olarak kabul etmesi için yayımlanan açıklamaya değinerek, “HDK, DEAŞ, Boko Haram, Uganda’daki LRA gibi gruplarla aynı şeyleri yapıyor. Bu nedenle terör örgütü olarak nitelendirilmeye uygun. Savaşmak için çocuk işçi kullanıyorlar. Dün 16 yaşından küçük çocuklarla bir askeri tesise saldırmayı denediler. Binlerce çocuğu savaşçı olarak kullanıyorlar. Bu, çocukların işçi olarak kullanılmasına ilişkin uluslararası sözleşmelere aykırı.” dedi.
HDK’nin kız çocuklarını ve kadınları kaçırdığına, çalışmaya zorladığına, cinsel saldırıda bulunduğuna ve ailelerinden fidye istediğine işaret eden Eltayeb, bunun BM tarafından da fark edilip raporlarla kanıtlandığını söyledi.
Eltayeb, HDK’nin evleri işgal ederek yağma yaptığını ve masum insanları öldürdüğünü, bunun da uluslararası insan hakları ve savaş hukukunun da ihlali olduğunu ve bu nedenle bu milislerin terör örgütü olarak nitelendirilmesi için uluslararası topluma çağrıda bulunduklarını dile getirdi.
“Sudan, bu savaştan önemli dersler çıkardı”
Sudan halkının bu savaştan çok acı bir tecrübe olsa da birçok ders çıkardığını anlatan Eltayeb, tüm Sudanlıların orduyu desteklemesinin çok iyi olduğunu çünkü bu tehdidin sadece orduya karşı olmadığını, Sudan ve halkına da karşı olduğunu vurguladı.
Eltayeb, bunun bir nevi etnik temizlik olduğunu belirterek, “(HDK tarafından) Yerli halkın komşu ülkelerden insanlarla yerinin değiştirilmesi ve bu son 4 aydır yapılan bir şey. Şimdi insanlar birlik içinde orduyu destekliyor ve dayanışma içinde olmaları iyi. Sudan’ın siyasi tarihinde savaştan sonra Sudan halkının dayanışmasıyla yeni bir aşama başlayacak.” ifadesini kullandı.
İkinci çıkarılan dersin de kimin dost kimin düşman olduğunu anlamaları olduğunu kaydeden Eltayeb, “Şu an gözlemliyoruz. Ayrıca bazı ülkelerin gerçek yüzlerini gösterdiklerini görüyoruz ve bu bizim için şok edici. Savaştan sonra tüm dış ilişkilerimizi gözden geçireceğiz.” dedi.
Eltayeb, üçüncü olarak da sanayi sektörünün yüzde 80’den fazlasının Hartum’da yer aldığına işaret ederek, bunun Sudan’ın farklı bölgelerine yayılması ve çeşitlenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Büyükelçi Eltayeb, savaşın ardından yeniden inşa sürecinde bunu göz önünde bulundurarak Sudan’ın dengeli bir şekilde büyümesi ve kalkınması için çalışacaklarını söyledi.