40 yıl önce terk edilen Çernobil topraklarına geri mi dönüyoruz?

Çernobil Yasak Bölgesinde Tarım Yeniden Canlanıyor

Çernobil felaketinin üzerinden kırk yıl geçtikten sonra, kuzey Ukrayna’daki yasak bölgenin hemen çevresindeki bir zamanlar boş bırakılmış tarım arazileri yeniden canlanma aşamasında. 1986’da patlayan nükleer santralin atmosfere saçtığı radyoaktif partiküller, uzun süre toprakları, su kaynaklarını ve bitki örtüsünü kirletmişti. Bu maddelerin bir kısmı hızla çözünebilirken; yarı ömrü yaklaşık 30 yıl olan sezyum-137 gibi bazıları on yıllarca, stronsiyum-90 gibi diğerleri ise toprakta depolanıp bitkilerce kolaylıkla emilerek varlığını sürdürdü.

Felaketin hemen ardından Sovyet yetkililer, santral çevresinde 4.200 kilometrekarelik bir “Yasak Bölge” ilan ederek halkı radyasyondan korumayı hedefledi. Günümüzde bu alan, insanlarca yerleşilmeyen vahşi bir koridor olarak varlığını korurken; bitki ve hayvan yaşamı yavaş da olsa geri dönmeye başladı. Bu büyük yasak alanın dışında, “Zorunlu Yeniden Yerleşim Bölgesi” olarak adlandırılan ve halen birkaç bin kişiye ev sahipliği yapan 2.000 kilometrekarelik ikinci bir kuşak bölge bulunuyor. Ancak buradaki tarımsal faaliyetler, radyasyon kaygıları nedeniyle sınırlı.

Son yıllarda İngiltere ve Ukrayna’dan bilim insanları, Çernobil çevresindeki terk edilmiş arazileri tekrar değerlendirmek üzere kapsamlı bir çalışma yürüttü. Toprak örnekleriyle yapılan analizler ve gama radyasyon ölçümleri, tarım işçilerinin maruz kalacağı radyasyon düzeyinin hem Ukrayna’nın güvenlik eşiğinin hem de küresel doğal arka plan radyasyonunun çok altında olduğunu gösterdi. Çoğu durumda sezyum-137 seviyeleri, günlük ürünlerin güvenli biçimde yetiştirilebilmesi için yeterince düşük bulundu.

100 hektarlık pilot tarla

Bu bulguları pratiğe dökmek amacıyla Jitomir bölgesinde 100 hektarlık bir pilot tarla kuruldu. Deneme serileri, topraktaki radyoaktif kalıntı miktarını ölçmenin yanı sıra; patates, buğday, mısır ve ayçiçeği gibi temel ürünlerin bu maddeleri ne oranda bünyelerine çektiğini tespit edecek şekilde tasarlandı. Elde edilen veriler doğrultusunda araştırmacılar, “Zorunlu Yeniden Yerleşim Bölgesi”nin geniş alanlarında kontrollü tarım yapılabileceğini; özenli planlama ile bölgedeki 20.000 hektara kadar tarlanın yeniden işlenebileceğini açıkladı.

Öte yandan, fasulye, bezelye ve mercimek gibi radyonüklidleri toprağa oranla daha fazla “çekme” eğilimindeki baklagillerin yetiştirilmesine izin verilmemesi gerektiği vurgulandı. 1990’lardaki ilk denemelerden bu yana çiftçiler, Çernobil etkisi altındaki arazilerin verimliliğini sorguluyordu ve bazıları riskli bölgelerde bile ekim yapmayı sürdürmüştü. Araştırma ekibinden bazı uzmanlar, aynı bölgede “ATOMIK” adlı projeyle; radyasyondan arındırılmış su ve mahsullerden votka üretip ürünün güvenliğini ve tadını da test etmişti. Elde edilen güvenlik raporları ve lezzet analizleri, bu içkinin özellikle martini karışımlarında başarılı sonuç verdiğini gösterdi.

Bu kapsamlı çalışma ve sonuçları, Journal of Environmental Radioactivity dergisinde yayımlanarak bilim dünyasının ve yerel yönetimlerin tarımsal geri kazanım stratejilerine ışık tuttu.

Related Posts

Muhammed Ali Kalay Manisa’nın gururu oldu

Yunusemre Belediyespor’un güreşçisi Muhammed Ali Kalay, Düzce’de yapılan Okul Sporları Küçükler Grekoromen Güreş Türkiye Birinciliği’nde gümüş madalya kazandı.

100 milyon yıl saptanacak! Bilimsel devrim

Zaman, insanlık tarihinin en temel kavramlarından biri. Ancak, zamanı kusursuz bir şekilde ölçmek, bilim insanlarının yüzyıllardır peşinden koştuğu bir hedef. ABD’deki Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST), bu hedefe ulaşarak tarihe geçti …

Yapay zeka ile yeni bir tıp çağı başlıyor! Hayat kurtarma yarışı

Londra merkezli DeepMind’ın geliştirdiği AlphaFold yapay zeka sistemi, biyolojinin on yıllardır çözülemeyen en büyük problemlerinden biri olan protein katlanma sorununu büyük ölçüde çözerek bilim dünyasında tarihi bir dönüm noktası oluşturdu …

Bilek güreşinde İspir’in başarısı

Erzurum’un İspir İlçesinde eğitim hizmeti veren Ziya Paşa Ortaokulu Ardahan’da yapılan Okullar Arası Bilek Güreşi Şampiyonası’ndan zaferle çıktı.

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Araştırmacılar, canımızın nasıl tatlı çektiğini anlamanın obeziteyle mücadeleye yardımcı olabileceğini söylüyor.

Araştırma sonuçları yayımlandı: Bebeklerin ilk adımında genetik ve çevre etkisi

Yeni bir araştırma, bebeklerin ilk adımlarını ne zaman attığının sadece çevresel koşullara değil, aynı zamanda genetik mirasa da bağlı olduğunu ortaya koydu. Çalışmaya göre bebeklerin 9 ila 15 ay arasında yürümeye başlamasında hem genetik hem çevresel etkenler birlikte rol oynuyor.